''Bütün çocukluğumu hep hikayelerini dinlediğim, insan ırkını merak ederek geçirdim. Bizim adamızda, gördüğün bu dik kayalıklar kolay kolay geçit vermez. Hiçbir Şintua bu kayalıklarda dolaşmaz. Hiçbir denizci bu adaya uğramaz. Sen bile ancak denize düştüğün için geldin. Ama öyle vakitsiz di ki gelişin, biliyorsun işte sana her şeyi anlattım. Her ne kadar başlangıçta sana pek sıcak davranmamış olsam da sana baktım. Gülüşüne, yakıcı öfkene, ailenden bahsedişine, incecik bedenine sığdırdığın her şeye bir bir baktım. Ve çok da farklı olmadığımızı farkettim. Ben bir Şintua'yım sense bir insan. Ama ikimizi de aynı ateş yakıyor, aynı tatlı meyveler ağzımızı sulandırıyor, aynı gökyüzünün altında uyuyoruz, kim bilir belki de aynı hayalleri kuruyoruz. ''